REFERANDUMA ADAY KONULAR, DEVŞİRMELERİN ÇIRPINIŞI, CEZA ERTELENME TASARISI
Bilindiği gibi ülkemiz başkanlık sistemi, Avrupa Birliği’nin terör hakkında ülkemize olan onursuz eleştirileri başta olmak üzere çeşitli konular ile çalkalanıyor.
Bu meseleler az geliyor gibi birde tecavüz suçlularının kurbanıyla evlenerek cezasını erteletme yasa tasarısı rezaletinin tartışması ortalığa bomba gibi düştü ama bu konu sonralıklı bir konu, zaten tasarı tuzak gibi duruyor; gündem değiştirme tuzağı. Buna sonra bakmalı.
Başkanlık sistemi ne olacak?
Olsa olsa en başından beri gördüğüm gibi Cumhurbaşkanı yetki alanları değiştirilerek, genişletilerek sistem oturtulmaya çalışılır. ABD veya başka bir ülke tipi başkanlık olmaz çünkü bu dakikadan sonra Türkler ne başkan ne de padişaha evet demez, ha bir kaza olurda evet dese bile ilk hatada bedelini çok kötü ödetir! Etnik unsurları ve kendini, şahsi geleceğini bir şahıs üzerinden planlamış olan hastalıklılar asalak tipleri burada anmayacağız, mümkün olursa etkin olmalarına izin de vermemeliyiz.
Sistemde karmaşayı devam ettirmektense bu karmaşayı Meclis eli ve toplumsal mutabakatla ortadan kaldırmak en iyi yol; bu noktada Sn. Devlet Bahçeli’ye hakkını vermeli. Görmeyi bilenler nereden bakacağını bilirse Devlet Bey konuyu çok ince bir noktaya getirdi, gelinen bu noktada mevzu her iki uç noktada sonuçlanabilir; süreci takip edeceğiz, sonucunu görüp yaşayacağız; o dakikadan sonra Allah hakkımızda hayırlısını versin! CHP mevcut Cumhurbaşkanı ile fikren uyuşmadığı ve kendisine güvenmediğini de açıkça dillendirdiği için sürekli konu üzerinde tartışmalı noktalar yaratıyor; bu da güzel bir gelişme tabiki.
Şunu söylemem gerek, o da birşeyler değişmeli, yetki sınırlarına girmeli, haddini bilmeli ve kurumlar işlemeye başlamalı yoksa toplumdaki ne yapacağını bilmemezlik üst noktada.
Başkanlık konusunda AKP, MHP, CHP dürüst oynayarak birbirine gol atmaya çalışmadan hareket ederse Türkiye kazanır.
Zaman Türkiye’nin yükselme zamanı, satranç tahtasında güzel hamleler ile hareket edersek ekonomik ve toplumsal zarar görmeden hedefimize, önderliğimize ulaşabiliriz. Bu günlerimizde bizi ikinci dünya savaşından uzak tutan bilinç gerekli, cahil hayalperestler değil!
Avrupa Birliği başvurusu ve müzakere sürecinde Avrupa Hristiyan Kulübü’nün Türkiye’ye oynadığı türlü oyunlar ve oyalama taktikleri Türklerde yorgunluk yarattı. Her kafadan bir ses çıkıyor. Yetkili-yetkisiz, ilgili-ilgisiz bazı Avrupa Birliği görevlilerinin açıklamaları, her üye devletin sivri bir beyanatla çıkış yapması Türkiye’ye gına getirdi. Avrupa Birliği içerisinde başat oynayan devletlerin Türk Topraklarındaki teröre ve terörist unsurlara verdiği maddi-manevi destek tümüyle deşifre oldu ve pislik ortalığa saçıldı. Zaten Avrupa Birliği konusunda isteksiz olan Türk Bodunu bu birliğe başvurunun yırtılıp atılmasından taraf oldu.
Konunun bu kısmı herkesçe malumdu burada açık olan nedir diye sorulacak olursa: Hükümet yetkilileri ve Cumhurbaşkanı’nın dillerdirmeye başladığı ”eğer referandum olursa Avrupa Birliği başvurusunun geri çekilmesi meselesini halka sorarız” cümlesi muhtemelen ”evet” ile cevaplanacağından birilerinin paçaları tutuştu. Cazibe ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan AB tarafından yan çizen açıklamalar başladı; bu durum normal ve bekleniyordu ancak bizim tv ve gazetelerimizde yer alan yazar, çizer, anlatır tayfasından bir kısmı AB ile ipleri atarsak şöyle olur, böyle olur masallarına başladılar. Belki bazı noktalarda haklılar uzmanına sormak gerek fakat bunlardan kimilerinin dün Cumhurbaşkanı’na tapınırken bugün bir günde Cumhurbaşkanı’na sırt dönmeleri, sözde akıl vermeleri beni çok güldürdü ve bu tiplere olan tiksintimi dahada artırdı. Artık nasıl bir devşirilmeye tabi tutuldularsa ağzım açık gözlemliyorum.
Diğer konuda ise:
Tecavüzcü, kurban, evlendirilmeleri, ceza ertelenmesi, tecavüzden doğan çocuklar, yaş meselesi, aile rızası… bu kelimeler içinde tasarının aslı ve astarı var.
Niyet görülüyor ama sapığında niyeti biliniyor! Buna rağmen koca koca okumuş adamlar tutuyor her türlü istismara açık bir tasarıyı kanun teklifi olarak Meclis’e sunuyor! Bu tasarı ”hukukçu değiliz” çok fazla Nasrettin Hoca’nın Türbesi’ne benzemiyor mu? Her yanı açık olmasına rağmen ”ama kapısı var” diyorsunuz! Derdinizi ve tasarıyı doğru düzgün anlatamamanızı bir yana koyduk, konu üstüne hükümet partisi ve Adalet Bakanın’dan gelen skandal savunma konuşmaları öfkeyi daha da artırdı. İşi eksik yapıp sıvadınız; şimdi bu neden böyle diyene saldırıyorsunuz, bu kişilerin tümünü konuyu istismar etmekle suçluyorsunuz.
Yahu herkes yanlış bir siz mi doğrusunuz?
Kimse konuyu anlamadı istismar ediyor, bir siz mi anladınız?
Birde hakkını verelim ki gündem çarçabuk değiştirildi!
Hükümet ciddi ve mümkün olan en üst seviyede hatasız çalışmalı, gerekirse muhalefet partileri içerisinde görev yapan veya siyaset dışındaki uzmanlardanda destek almak zorunda; bu tip konularda hatasızlığa ilerleyebilmek için her hata ve gelişmeden çıkarımlar yapılarak bunlar hafızaya kaydedilmek zorunda. Bu tip meseleler üzerinden tartışmalara girmek toplumsal gerilime katkı yapıyor, toplum olarak birlik ve uyuma ihtiyacımız var.
Bence…
YAZARA AİT YAZILAR