ABD TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
ABD Türkiye ilişkileri 1950 li yıllarda ünlü Marshal yardımı ile başladı.
Sovyetler Birliği dağılıncaya kadar sağlam dost gibi davrandılar.
Ne zaman Sovyetler Birliği dağıldı, Türkiye’ye artık ihtiyaç kalmadı.
ABD tarafından hasmane davranışlar başladı.
Çünkü ABD projeleri Ortadoğu petrollerine yönelmişti.
Dünyanın en zengin petrol yatakları Irak’ta Kerkük, Musul, Telafer ve Tuzhurmati’nin bulunduğu coğrafyanın altında.
ABD’nin bu bölgeye el koyması gerekiyordu.
Ancak, sözü edilen illerde çoğunlukla Türk kökenli Türkmenler yaşamaktalar.
Kıbrıs’ta olduğu gibi Kerkük-Musul bölgesine Türkiye’nin müdahale etme olasılığı vardı.
Ayrıca Irak devleti kendi doğal zenginliklerinden ve kendi coğrafyasından vazgeçecek değildi.
ABD, Türkiye ve Irak’ı devre dışı için uzun vadeli proje geliştirip uygulamaya koydu.
Bu petrol yataklarında ne Irak’ın, ne de Türkiye’nin hak iddia etmemesi için büyük Kürdistan projesi sahnelendi.
Bu projeye bilerek veya bilmeyerek en büyük katkıyı Türkiye sağladı.
Ülkemizdeki İncirlik ABD üssü Irak’ı vurmak için ileri karakol görevini üslendi.
Bu yetmedi.
Turgut Özal iktidarında Diyarbakır’da Çekiç Güç hizmet vermeye başladı.
Çekin Güç’ün görevi Irak’ta 36. Paralelin kuzeyini, yani Barzani’yi korumaktı. Ancak Çekiç Güç PKK teröristlerini de şemsiyesi altına aldı.
Bir Çekiç Güç helikopteri Cudi Dağında kuşatılan PKK teröristlerine erzak ve malzeme atarken suçüstü yakalandı. Daha sonra ABD Kandil’e helikopter pisti yaptı.
ABD ve İsrail’den gelen yetkililer bu piste inerek PKK elebaşlarıyla yüz yüze ortak projeler üretmeye başladılar.
PKK ve Barzani’ye önceleri gizlice verilen destek artık açıktan veriliyordu.
ABD Irak işgalini Türkiye üzerinden yapmak istedi. Yol güzergâhında gereken yerler kiralanıp hareket başlayınca olay TBMM’inde tezkereye takıldı.
ABD yön değiştirdi ama o zamanın ABD başkanı Bush ‘’Bunu bir kenara not ettik’’ diye aba altından sopa gösterdi.
Sonra da Irak’ta görevli asker ve subaylarımızın başına çuval geçirdiler.
Biz uyumaya devam ettik. Hala da uyumaktayız.
Çünkü Barzani yakın zamanda yapacağı referanduma Kerkük ve Musul’u da dâhil etti.
Yani Barzani eşkıyası bağımsızlık ilan etme hazırlığında. Bağımsızlık ilanından önce de petrol yatağı Türkmen bölgelerine el koymaya çalışmakta.
Bu noktadan sonra yapılan hazırlıklar Türkiye’yi parçalamaya yönelik.
Barzani’nin kuracağı devletin denize açılması lazım. Açılacağı tek yol da Hatay üzerinden İskenderun Körfezi.
Son zamanlarda bunun için çalışmalar başladı ve devam ediyor.
Önce Suriye’nin kuzeyinde, güney sınırımız boyunca bir Kürt bölgesi oluşturuldu. Suriye’deki iç savaşın ana nedeni bu Kürt bölgesini oluşturmaktı.
Kürt bölgesinin sınırları tespit edildi. Sıra bu bölgede ağır silahlarla donatılmış bir Kürt ordusu kurmaya geldi.
Kürt ordusu kurmaya yönelik olarak ABD bu bölgeye 1061 tır dolusu silah ve mühimmat sevketti. Bir tırın ortalama kırk ton taşıdığını düşünürsek sevkedilen malzemenin 42440 ton olduğu ortaya çıkar. Silah sevkiyatı devam ederken ABD li uzmanlar bölgedeki Kürtlere askeri eğitim vermeye başladılar. Aynı bölgede on iki adet ABD üssü kuruldu.
Bu bölgede kurulan Kürt ordusu Barzani ortaklığıyla Türkiye’ye saldırarak en büyük toprak parçasını Türkiye’den koparma hazırlığı içinde.
Bu arada biz ne yapıyoruz?
Yaptıkları yapacaklarının ispatı olan ABD ile hala dostluk beklentisindeyiz.
Ortada bir tuzak, bir pusu ve düşmanca bir tavır var.
Türkiye bu oyunu bozmak zorunda.
Bozmak için gerekiyorsa ABD ye rağmen Suriye’ye girmeli. Olay diplomatik sınırları çoktan aştı. Başka çıkar yol yok gibi görünmekte…
Mehmet NACAR
YAZARA AİT YAZILAR