Yazar Hakkında

Emrah BEKÇİ
Fikir İşçisi, Yunus EMRE ve Mevlana Kitabı Yazarı, Çanakkale Dardanel Medya TON TV de Her Salı Saat:22:00da Çoban Ateşi Programı Yapımcısı ve Sunucusu. http://tontv.com.tr/coban-atesi Kısaca, Kendini Türk İrfan Alemine Vakfetmiş Bir Zerre

Şiirlerim - Makalelerim - Hikayelerim

10 Kasım Aleykümesselâm

 


76'ıncı sene-i devrinde Mustafa Kemal Atatürk Hazretlerini Saygı ve minnetle anıyorum.
 

Tarihler 17 Haziran 1926 Çarşamba akşamını gösteriyordu...
 
Kazım DİRİK Paşa, odasında ki evrakları dikkatlice okuyup inceliyordu.

 
Yaz sıcağında İzmir'de makam odasına kapıyı çalmadan, hem telaşlı, hemde hadsizce biri içeriye girdi...
 
''-Efendim...Gazi'ye haber verin...Vuracaklar...Öldürecekler...Kemeraltı Caddesi'nden geçerken...Henüz vakit geçmedi...Gazi'ye suikast yapacaklar...Hepsini yakalayın...''
 
Dedi.
 
Kazım DİRİK Paşa'nın odasına giren kişi, İzmir'de motor işletmekle uğraşan, ancak asıl işinin kaçakçılık olduğu söylenen, paşa tarafında da sevilmeyen Giritli Şevki idi.
 
Duyduklarına inanamayan Kazım DİRİK Paşa, Giritli Şevki'ye '' -Sakin ol, kim bunlar söyle bakayım?'' Dedi.
 
Giritli Şevki ise Ziya Hurşit, Sarı Efe, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi ile Saruhan Mebusu Abidin Bey'in isimlerini verdi.
 
Aslında Giritli Şevki de, bir gün önce, isimlerini verdiği kişilerle birlikte Karşıyaka'da, İdris'in bahçesinde bu mefhur suikast için yemin etmiş, maksatları gerçekleştirdikten sonra bu işe karışanları motoruyla Sakız Adası'na kaçırma görevini üzerine almıştı.
 
***
 
Konu hakkında soruşturma açıldı. Şüpheliler yakalandı, yargılandı ve hak ettikleri cezaya çarpıldılar.
 
***
 
17 Haziran 1926'da suikast sonucu öldürecekleri Atatürk'ü, ''Hayırda benden, Şer de benden'' diyen Tanrı korumuştu. Şer olan bir kaçakçı olan Giritli Şevki, tarihin akışını değiştirecek olan bir dokunuşla, aslında çok şey yapmıştı.
 
Tabii ki bu tesadüf olamaz, aldığımız hiç bir nefesin kendi irademizde olmadığı bu dünya da. Önemli yaşayış hususiyetlerin tesadüf olacağını sanmak, bendenize göre geri bir akıl yürütmekle aynı şey.
 
***
 
Yıllar sonra genç Cumhuriyet devrimleriyle birlikte çok partili sisteme geçti. Demokrasi, insan hakları, özgürlük savunucuları artmaya başladı. Artık Türkiye günümüzde çok güçlü bir devlet diyen çoğunluk bulunmakta. ''Güç nedir?'' sorusuna cevap veremeyecek olan, çoğunluk kitle.
 
10 Kasım 1938'de cismi yaşamını tamamlayan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK. Hak'ka yolculuk yapacağı esnada, son sözü ''Aleykümesselâm'' olmuş.
 
Günümüz de Atatürk'ü, dinsiz, inançsız, İslamı tahrif etmiştir diyen, dini-dar kesimler bulunmakta. Bu kesimler, konu Atatürk olduğu vakit, ağızlarından salyalar akmakta...Hatta kudurmuş hayvanat gibi, düşmanca tavır sergilemekteler.
 
Bunun nedenlerinden biri, anadilde İnanç eğitimi ile, saltanat ve hilafetin kaldırılmasında ki rolü.
 
Eğer ki Atatürk inançsız biri olsa idi, ''Aleykümesselâm'' diyecek kadar teslim olacağı  meleğe ''hoş geldin'' diyemezdi.
 
Ülkemizde kafalarını sarık sıkan, sarığın ise akıllarını sıktığı kitleler mevcut. Bu kitlelerin tamımına yakını ''Dini-Dar'' kesimler olup. İslam pazarlayan ting-tang kuruluşları gibi çalışmaktalar.
 
Atatürk 10 Kasım 1938'de cismi hayatını tamamladı. Artık konuşamaz.. Ancak onun yerine konuşacak, bendeniz gibi ''fikrini sarığa hapsetmemiş''. ''Türklük kader, İslam tercih / Hoca Ahmed Yesevi'' sözünü şiar edinmiş yaşayan ''Çoban Ateşleri'' bulunmakta.
 
Bizler ancak kıyametle yok olacağız...!
 
İşte o vakite kadar, hem Atatürk'ün vazifesi, hem de yaşayan biz Atatürklerin vazifesi devam edecektir.
 
Kıyamet zamanına kadar ''...itler üreyecek, devlet-i ebed müdded ülküsü payidar olacaktır''.
 
76'ıncı sene-i devrinde Mustafa Kemal Atatürk Hazretlerini Saygı ve minnetle anıyorum.

Ruhun Şad Olsun.

Saygılarımla.

Emrah BEKÇİ
Araştırmacı/ Yazar